10 Maddede Paris’i Gerçek Bir Turist Gibi Gezme Rehberi
Büyülü aşıklar şehri Paris’i gerçek bir turist gibi gezmeye var mısınız? Cevabınız evetse işte Paris’e gidildiğinde olmazsa olmazlar arasında yer alan Paris turistik yerler... Aşıklar şehri Paris hakkında bilgi sahibisinizdir muhtelemen ya da aşağı yukarı birkaç yeri gitmiş kadar biliyor olabilirsiniz. Bu yazımda sizlere Paris’in turistik ikonlarından bahsedeceğim ve Paris‘i gezerken neden bu durakları es geçmemeliyizi kısaca anlatacağım.
Fransa’nın tam kalbinde, Île-de-France bölgesinde yer alan, Fransa’nın muhteşem başkenti Paris… Seine Nehri’nin üzerine, Paris Havzası’nın tam ortasına kurulu bu büyülü kentte ikamet edenlere Parisien / Parisienne diye hitap ediliyor. Moda ve lüksün dünya başkenti olan aşıklar kenti , “Işık Şehir” ( La Ville Lumière) diye de anılıyor. Hadi şimdi Avrupa’nın en özel metropollerinden birinde nerelere gidilir onu anlatalım.
İlk Adım: Paris Turistik Yerler
Paris turistik yerler bakımından oldukça zengin bir Avrupa şehridir. Paris’te dolaştığınız tüm sokaklar, gördüğünüz tüm yapılar tarihin, kültürün ve sanatın birer parçasıdır. Doyasıya Paris turu yapmak ve Paris’i bir turist gibi gezmek için işte Paris’te gezilecek yerler rehberinin olmazsa olmazları… Ve elbette Paris’e gidildiğinde yapılmadan dönülmemesi gereken bazı aktiviteler…
1) Louvre Müzesi’nde Sanata Doyun
Louvre Müzesi, dünyanın en büyük (35 bin sanat eseri ve 380 binden fazla objeyi kapsıyor) sanat müzesidir. Mona Lisa’yı, Vénus de Milo’yu, La liberté guidant le peuple (halka yol gösteren özgürlük)‘ü yerinde görmeyi istemez misiniz? Eski Mısır Medeniyeti, Kadim Yunan, Etrüsk ve Roma, Eski Yakın Doğu Sanat Eserleri, İslam Sanatı, Dekoratif Sanatlar, Heykeller, Tablolar, Baskılar ve Çizimler… Osmanlı’dan tutun mitolojik efsanelere kadar düşünebileceğiniz her konuda eserler var. Bu muhteşem yapıta girebilmeniz için tabii ki çok önceden bilet almanız gerekiyor ki o upuzun kuyrukta saatlerinizi kaybetmeyin. Bu açıdan Paris turları ile seyahat etmek avantajlı olabiliyor. Paris’in genel olarak tarihi yerlerinde ve müzelerinde kuyruklar ünlüdür. Turla gitmiş olmanızın bir faydası da tam olarak burada devreye giriyor.
2) Eiffel Kulesi’ne Çıkın
Tabii ki Paris’in olmazsa olmazı, tüm dünyada Fransa’nın sembolü haline gelen Eiffel Kulesi‘ne çıkmadan olmaz. Bu, Paris’e giden bir turistin turist olduğunun ilk göstergesidir. İsmini inşaatı yapan ve yine aynı isimle firma kuran Gustave Eiffel’den alan demir kule hem çok seviliyor hem de fazlasıyla turistik bulunuyor. Ama her ne olursa olsun Eiffel’in Paris’in bir simgesi olduğu sonucunu hiçbir şey değiştirmiyor. Eiffel Kulesi aslında Fransız Devrimi’nin 100. yılında fuar kapısı olarak inşa ediliyor. Fakat uzunluğu nedeniyle radyo kulesi olarak kullanılan Eiffel Kulesi, zamanla Paris’in simgesi haline geliyor.
3) Garnier Operası’nı Görün
Garnier Operası, Fransız tarihi anıtlar kategorisinde yer alan, muhteşem mimarisi ile dikkat çeken opera binası. Hala açık fakat içeride özel etkinlikler yapılıyor. Eklektik mimarlığı temsil eden Garnier Opera Binası, aralarında Napolyon’un da bulunduğu bir jüri üyesi tarafından onaylanarak, 1875 yılında tamamlanmış. Şu an opera ya da tiyatro izlemek mümkün olmasa da tarihi yapı olarak ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
4) Orsay Müzesi’ni Gezin
Aynı Louvre Müzesi gibi kocaman ve kesinlikle uğranmadan dönülmemesi gereken müzelerden biridir Orsay Müzesi. İçeride Van Gogh, Cezanne, Monet gibi dünyaca ünlü ressamların tabloları yer alıyor. Tabii ki sembolü olan kocaman saatin önünde fotoğraf çektirmeyi de unutmamak gerekiyor. Çünkü Paris’i gerçek bir turist gibi gezmek için bu bir şart…
5) Modern Sanatı Keşfedin
Bu iki sanat müzesinden sonra Van Gogh, La nuit étoilée | Atelier des Lumières ( ışıklarla tablo gösterisi) de yere yatıp tavanlarda ve duvarlarda ışık gösterisi ile müthiş Van Gogh tablolarını kaçırmamanızı öneririm. Peki Paris’in bu denli sanatla dolu olması ilhamını nereden alıyor? Bu ilhamlar Paris’in 1 saatlik mesafesinde bulunan Giverny kasabasındaki adı ünlü ressam Claude Monet ile de özdeşleşmiş Monet bahçesinden geliyor. Picasso, August Renoir, Kandinsky gibi ünlü ressamlar bu bahçelerde oturup ilham almış ve dünyaca ünlü eserleri ortaya çıkartmış.
6) Sacré-Coeur Bazilikası’na Çıkın
İşte size muhteşem bir Paris manzarası. Paris’i ayaklarınızın altına almaya hazır olun. Buraya pazar günü gitmenizi tavsiye ederiz çünkü kocaman ve kalabalık bir ayin oluyor ve siz de oradaki sıraya girip papaz ve rahibeden lokumunuzu alıp af dileyebilirsiniz.
7) Seine Nehri’nde Gezintiye Çıkın
Güzel bir tekne turu da fena olmaz bizce. Güneşi batırırken Notre Dame Katedrali kıyısında, Orsay’ı yavaş yavaş seyretmek gibisi olabilir mi sizce ? Yakın zamanda büyük bir yangın felaketi geçirmiş olan Notre Dame’ı belki şu an gezemiyorsunuz ama açıldığı zaman mutlaka ziyaret etmelisiniz. Zafer takının şaşırtıcı hikayesini kendi manzarasında dinlemek tabii ki çok ayrı oluyor.
8) Champs-elysée’de Yürüyüş Yapın
Champs-elysée diye yazılır Şanzelize diye okunur. Rahatlatıcı bir yürüyüşün ardından Charles de Gaulle’in uçak ile Arc de triompe (zafer takı ‘ın içinden geçişini kafanızın içinde canlandırın ! Bastille Opera’sı , Place du Château d’eau ve Marianne Anıtı gibi daha birçoğu ziyaretçilerini bekliyor.
9) Paris’te Alışveriş Duraklarını Keşfedin
Paris’e gelip de alışveriş yapmadan dönmek olur mu hiç? Champs-elysée ünlü Fransız markalarından olan Louis Vuitton, Chanel, Dior, Givenchy , Yves Saint Lauren gibi markalardan alışveriş yapmak için çok uygun bir yer. Bu bölgede yapılan alışverişe yerliler Shopping de luxe à Paris ( lüks alışveriş ) diyorlar.Aynı zamanda Forum-des-Halles denilen alışveriş merkezi her tür markayı kapsayıp ve aynı zamanda turistik bir bölgede yer almaktadır. Galeries Lafayette Paris’in en ünlü alışveriş merkezi bence alışveriş müzesi de denilebilir. Alışveriş yaparken aynı zamanda binanın mimarisi sizi sizden alıyor.
10) Paris Lezzetlerini Tadın
Paris et, peynir ve tatlı kültürü bakımında çok gelişmiş olup aynı zamanda çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Michelin yıldızlı restoranlardan tutun küçük mahalle fırınlarına kadar her çeşit restorana ev sahipliği yapar.
Ana yemeklere bakarsak Fransa’ya gidip de ‘’Moules-Frites’’ ( midye-patates kızartması) yememek olmaz. Ama bu bildiğiniz midye dolma gibi değil. Fransızlar bunu bizim yaptığımız gibi dolma içi ile yemiyorlar. Sadece midye bulunuyor fakat bazı restoranlar içine renkli biber katıp tat vermeyi seviyorlar. Gideceğiniz her restoran da karşınıza çıkacak olan midyeleri en güzel yapan restoran ise ‘’ Moule Walker’’. Paris’in en ünlü ‘’fast food’’ midyecisi.
Paris deyince ilk akla ‘’Café de Paris’’ soslu bonfile gelir ve tabi ki onun içinde sizlere önerebileceğim bir restoran var. L’Entrecôte de Paris. Fransız speciali olmasa da hayatımda yediğim en güzel makarnalardan birini La Perla adlı İtalyan restoranında yedim ve kesinlikle tavsiye ederim. Yemekler muhteşem , şaraplar , tatlılar , servis , personel … Aynı restoranın birkaç şubesi var ama orijinal ve en eski olan 5 rue Montorgueil bölgesinde olan.
Yine aynı şekilde special değil ama L’opéra Garnier’in 5 dakika uzaklığında ‘’Murphy’s House’’ adlı bir bar/restoran var ve gerçekten çok güzel cheeseburger yapıyorlar.
Şimdi gelelim şaraplara. Tahmin edeceğiniz gibi her köşe başında şarap dükkanları var aynı zamanda da her yemeğin yanında bir kadeh. Fransız kültüründe şarap her zaman yemeğin bir parçasıdır bu neden ile şarap Türkiye’de olduğu gibi pahalı değildir. Çok uygun fiyata çok güzel şaraplar içebilirsiniz. Eğer sizde yemeğin yanında hafif içimli bir kırmızı şarap seviyorsanız kesinlikle ‘’ Chateau La Rose du Pin / Bordeaux Supérieur 2015 ‘’ i denemelisiniz. En küçük Carrefour da bile bulabilirsiniz. Eğer Türkiye’ye şarap alacaksanız Galeries Lafayette’in şarap kavından alabilirsiniz aynı zamanda kocaman bir peynir bölümüde bulunmakta. Kocaman ve her çeşiti içeriyor. Eğer sarımsaklı peynir seviyorsanız ‘’Boursin ‘’ i dehşetle öneririz. Ben Türkiye’ye 10 paket ile döndüm. Tatlı meraklısı biriyseniz Paris’in tatlı dükkanları yazımıza da göz atın deriz.
Bolll kalorili tatlı bölümümüze geçebiliriz artık. Macaronlar bir efsane ! Ama tabii ki onları da en iyisinden yemek önemli ve bu da tabii ki açık ara Pierre Hermes macaronları oluyor. Asla yemeden dönmeyin. Her mevsime özel hazırlanan koleksiyonları sizleri sizden alacak. Angelina gezginin listesinde olmalı. Sıcak çikolatası ile ünlü olan Angelina’nın tatlıları da muhteşem. Mont-Blanc ikinci speciali olarak görünmekte. Kruvasan yemeden Fransa’dan dönülür mü hiç? Her sabah oteliniz de kahvaltı da karşınıza çıkacak olan leziz kruvasanlar sizleri bekliyor. Les Gateaux et du Pain Paris’in bir numaralı kruvasancısı olarak görülmektedir. Bol tereyağlı çıtır kruvasanlar sizleri bekliyor! Paris turistik yerler için listeye daha eklenecek çok yer var ama bu olmazsa olmazlarla yola çıkabiliriz.