Bir Ege Masalı Bozcaada

Bozcaada havası, eşsiz doğası ve tarihi dokusuyla, henüz el değmemiş bir hazine… Ege Denizi’nin kuzey bölümünde yer alan adalardan biri olan Bozcaada’da şirin liman kasabası dışında başka köy yok. Denize girmeye müsait pek çok koyu bulunuyor. Ayrıca bisiklete binmeyi de seviyorsanız, deniz ve üzüm bağlarının eşliğinde harika bir yolculuk yapabilirsiniz. Asma yaprakları ve renk renk sardunyalarla süslü tarihi evleri, kedilerin dolaştığı dar sokakları, yüzyıllık kalesi, adanın önemli bir bölümünü kaplayan üzüm bağları ve balıkçılığı nedeniyle Bozcaada, özellikle son yıllarda önemli bir turizm merkezi.

Ruhunuzu dinlendiren Bozcaada, damak zevkinize de oldukça hitap edecek. Burası deniz mahsulleri ve şarabın tadını en iyi çıkarabileceğiniz yerlerden birisi.

İnsanın ruhunu dinlendiren bu adaya karayolu ve deniz yoluyla ulaşabilirsiniz. Çanakkale’nin batısında Geyikli kasabasından kalkan arabalı feribotlarla rahatlıkla adaya ulaşabilirsiniz. Sefer yaklaşık 50 dakika sürüyor. Nefis Ege manzarası size eşlik ediyor.

Adaya vardığınızda sizi şirin bir sahil kasabası karşılıyor. Adanın tek toplu yerleşim merkezi olan bu merkez, aynı zamanda adanın dağıtım bölgesi işlevi görüyor. Burada her türlü ihtiyacınızı karşılayacak bilgi, otel, malzeme vb. şeyleri bulabilirsiniz. Her mevsim bir masal tadında karşılıyor ziyaretçilerini Bozcaada. Mevsimine göre değişse de gündüzleri çok sıcak olmayan, akşam da çok fazla üşütmeyen bir havası var.

Adaya gitmeden önce mutlaka otellerden ya da pansiyonlardan birinden rezervasyon yaptırın. Eğer adaya sırt çantanızı alıp plan, program yapmadan doğrudan giderseniz otellerde yer bulamamanız çok olası.

Adadaki otel ve pansiyonlar yerel dokuyu ve mimariyi bozmayacak şekilde dekore edilmiş durumda. Her biri birbirinden farklı tatlar sunuyor size. Hatta bir otele girdiğinizde içeride farklı şekilde tasarlanmış odalar bulmanız da mümkün. Artık şansınız hangisine denk gelirse.

Meryem Ana Kilisesi

Adanın Rum sakinlerine hizmet veren kilise şu anda ibadete açık olan tek mekan. İlk yapılış tarihinin Venedikliler zamanına kadar uzandığı düşünülüyor. Tarih meraklıları için görülmesi gereken bir yer olduğunu söyleyebilirim.

Bozcaada Kalesi

Tarihi Bozcaada Kalesi, adaya gelenlerin ziyaret ettikleri yerlerden biri. Venedik, Ceneviz ve Bizanslılar döneminde kullanılan kale Çanakkale Boğazı’nın önemi nedeniyle Fatih Sultan Mehmet tarafından onarılmış. Daha sonra Kanuni Sultan Süleyman ve II. Mahmut tarafından genişletilmiş. Ilık havada taş basamaklarla surlar ve burçlara tırmanan ziyaretçiler, Bozcaada’nın panoramasını farklı açılardan izleyip fotoğraflama olanağı buluyorlar. Kale dışında adaya kadar gitmişken nereleri görmem gerekiyor diye soranlara cevabım; Köprülü Mehmet Paşa Camii, Bozcaada Alaybey Camii, Alaybey Hamamı, Bozcaada Köprülü Hamamı, Bozcaada Namazgah, Namazgah Çeşmesi, Aburga Ahmet Dede Türbesi…

Bozcaada’nın akşamı da gündüzü kadar keyifli… Kalenin etrafına serpilmiş lokantalarda yemeğinizi yiyebilirsiniz. Birçok kafe ve farklı mekanda biraz keyif yapabilir, sokak ve caddelerde sağlı sollu bulunan nostaljik dükkanlarda hediyelik bakabilir, günün tüm yorgunluğunu atabilirsiniz.

Adanın çevresinde Ege Denizi’nin tadını çıkarabileceğiniz çok sayıda koy ve plaj var. Merkezden kısa yolculuklarla varabileceğiniz bu noktalarda günün her saatinde denize girebilirsiniz. Birçok mekan ihtiyaç duyacağınız her türlü yiyecek, içecek ve malzemeyi size sağlıyor. Arabanız varsa küçük bir harita eşliğinde bu koyları gezebilirsiniz. Gün, gün farklı yerlere gidin. Arabanız yoksa da hiç sorun değil, adanın hemen her yerine çalışan minibüsler en büyük yardımcınız olacak. Denizin tadını çıkarmak için benim önerim Ayazma Koyu. Böyle temiz bir denizi herhalde dünyada çok az yerde bulabilirsiniz. Ancak küçük bir uyarı da yapmak lazım: Malum, Kuzey Ege’de olduğumuzdan su biraz soğuk. Özellikle küçük çocukları olanlar dikkat etmeli.

Denizin keyfini çıkardıktan sonra, halen gücünüz varsa güneşin batışını izlemek adanın uzak bölgelerinde yer alan tepelere mutlaka çıkın. Eski yel değirmenleri benim önerim… Ancak bilenler daha ıssız, ama manzaranın muhteşem olduğu koyları da öneriyorlar.

Tatmadan sakın dönmeyin…

Adanın kendisine özel lezzetleri var elbet… Adaya özgü iklime uygun şekilde yetişen bağlardaki leziz üzümlerden yapılan şaraplar, Ege Denizi’nin cömert sularından çıkan deniz mahsulleri, sakızlı kurabiyeler, yüzyıllık zeytin ağaçlarından çıkan taptaze zeytinyağları mutlaka tatmanız gereken lezzetler arasında. Ancak bence adada geçireceğiniz en keyifli anlar kahvaltılar olacak. Birbirinden leziz reçellerin hem tadına hem de kokusuna doyamayacaksınız. Domates ve sakız reçelleri benim favorim. Damak zevkinize göre değişecektir tabii.

Son olarak adadan ayrılırken Çınaraltı Kahvesi’nde, sakızlı bir Türk kahvesi içmeyi ihmal etmeyin. Feribota binmeden tüm yorgunluğunuzu geride bırakmak ve adanın tadını damağınıza kazımak için…