Cakarta’nın incisi eski Batavia
On altıncı yüzyılda “Doğunun İncisi” ve “Doğunun Kraliçesi” gibi isimlerle anılan Cakarta’nın ilk kurulduğu bölge, “Kota Tua” denilen Eski Batavia bölgesidir. Kentin kuzeyinde kalan Eski Batavia, Cakarta’ya gittiğinizde de mutlaka uğramanız gereken yerlerden birisidir.
Vaktiyle bu bölgede kurulan Jayakarta adlı yerleşim bölgesi, 1619 yılında Felemenk (Dutch) Hindistan şirketi (VOC) tarafından saldırıya uğrayarak yıkılmış ve ertesi yıl yine VOC tarafından tekrar kurulmuştur. VOC, kurduğu bu şehre ataları olan Batavieren’i onurlandırmak için Batavia adını vermiştir. 1650 yılına kadar, tamamen Avrupalı Flemenk stiline uygun şekilde dizayn edilen, kanallar ile ayrılan sokaklar şeklinde inşa edilen kent, VOC şirketinin de doğudaki merkezi olmuştur.
Bu bölgeye gittiğinizde tarihi birçok yapı göreceksiniz. Fakat ne yazık ki bu binaların birçoğu bakımsızlıktan dolayı harap haldedir. Buna rağmen başta hükümet olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu da bu bölgenin restore edilmesi için projeler başlatmış durumdadır.
Bu bölgede beni en çok etkileyen yerlerden olan Cafe Batavia 200 yaşını aşkın bir binanın 1991 yılında kafeye çevrilmesiyle hayat bulmuş bir yerdir. Fakat içeri girdiğinizde 2 asırlık tarihin büyüsüne hemen kapılırsınız. Bu bölgeyi gezerken burada ister nefes almak için kısa bir mola verebilir, isterseniz de öğle yemeği yiyebilirsiniz.
Bu bölgede görebileceğiniz tarihi yapılardan bazıları;
- Cakarta Tarih Müzesi (Eski Belediye Binası)
- Güzel Sanatlar ve Seramik Müzesi (Eski Adalet Divanı Binası)
- Pasar Ikan (Balık Pazarı)
- Luar Batang Camii
- Cakarta Kota Tren İstasyonu
Bölgede mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir nokta da Cakarta Limanı’dır. Limana giderseniz, buradaki turizm ofisinden hem limanı, hem de balıkçıların yaşadığı balıkçı köyünü kapsayan bir tur ayarlayabilirsiniz. Limanda 100 yılı aşkın yıldır kullanılan tarihi kargo gemilerinin içini gezmeniz de mümkündür. Daha sonra limandan ufak motorlu kayıklarla, limanın hemen yanında olan balıkçı köyüne geçebilirsiniz. Burada yoksulluğu her hücrenizde hissedebilirsiniz. Eğer farklı tatlar denemekten çekinmezseniz ve hijyen konusunda takıntılarınız yoksa bu köy sizin için doğru bir adres olabilir.