İstanbul’un ruhunu anlamak için en iyi 10 durak

0 248

6246d90f4e3fe02284cfa5ba

Saffet Emre Tonguç, Hürriyet Seyahat yazarı
Gizli bir hazine… : Rüstem Paşa Camisi

Eminönü sahilinde bütün ihtişamıyla sizi karşılayan Yeni Cami’den gözlerinizi alıp Tahtakale’yi çevreleyen kaosun arasında gömülü kalmış bir hazineyi keşfedin. Rüstem Paşa Camisi, 1561’de Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve iki farklı dönemde veziri olan Rüstem Paşa için, muhtemelen vefatından sonra eşi Mihrimah Sultan’ın emriyle Mimar Sinan’a yaptırılmış. Bu tek minareli cami mütevazı dış görünümüyle sizi aldatmasın. Yapı duvarlarından mihrap ve minberine kadar her şeyin çinilerle kaplı olduğu muhteşem bir eser. İznik çinilerinin taklit edilemeyen ünlü mercan kırmızısıyla yapılmış lale ve karanfil desenleri olağanüstü. Rüstem Paşa Külliyesi’ne ait Büyük Çukur ve Küçük Çukur hanlarla muhtemelen İstanbul’daki en eski hanlardan Balkapanı ve görece daha yeni olan Hurmalı hanlar da gezi listenizde olsun.

Melih Uslu, seyahat yazarı
Gizli bir hazine…: En güzel renkleri ilkbaharda: Gülhane Parkı

Yaklaşık 100 bin metrekarelik dev bir alana yayılan Gülhane Parkı, en güzel halini ilkbahar aylarında sunuyor. Özellikle de lalelerin hayranlık verici renklerini sergilediği nisanda. Şehrin tarihi dokusunun arasında yeşil bir adayı anımsatan park, pek çok kuş türünün de ziyaret adresi. Geçmişte bir Bizans üniversitesine ev sahipliği yapan parkta, 5’inci yüzyıldan kalma bir sarnıç var. Ayrıca civarda ziyaret edebileceğiniz iki güzel müze bekliyor ziyaretçileri… İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Gülhane Parkı içinde saray sur duvarına bitişik konumunda. Tanzimat Müzesi’nde Osmanlı’nın 19’uncu yüzyıldaki reformlarına ilişkin eşya ve belgeler sergileniyor. Bu vesileyle Tanzimat Fermanı’nın 3 Kasım 1839’da burada okunduğunu da hatırlamış olalım.

6246d9774e3fe02284cfa5bf

Burak Özberk, Hürriyet Seyahat yazarı
Ücretsiz gezilebiliyor: Ayasofya

537 yılında Bizans kilisesi olarak inşaatı tamamlanan; 1453’te Osmanlı’nın İstanbul’u alması sonucu camiye çevrilen; Doğu Roma’dan günümüze kalan en önemli eser olan Ayasofya, dünyanın sayılı harikalarından biridir. 55.6 metre yüksekliğindeki kubbesi dünyanın en etkileyici 9 kubbesi arasında gösteriliyor. Çoğu iyi korunmuş mozaikleri ve Anadolu’nun farklı şehirlerinden getirilmiş sütunları görebilirsiniz. Camiye çevrildiği için ücretsiz gezilebiliyor.

Nurgül Büyükkalay, Hürriyet Seyahat gezgini
Rengârenk tezgâhlar: Mısır Çarşısı

İstanbul’un en eski kapalı çarşılarından biri. 1660’tan beri hizmet veriyor. Yeni Cami’nin bir parçası olarak yapılmış. Uzakdoğu ve Hindistan’dan İstanbul’a gelen mallar, kervanlarla Mısır üzerinden getirildiği için bu ad verilmiş. Rengârenk baharat çeşitlerinin süslediği tezgâhlardan alışveriş yapabileceğiniz gibi tarihi ve otantik atmosferiyle beraber egzotik kokusunu solumak için de ziyaret etmelisiniz. Tarihi dokusu her adımınızda sizi içine çekecek.

6246d99c4e3fe02284cfa5c5

Erdal İpekeşen, Tempo Travel yayın danışmanı
Şimdilerde çok moda: Cibali-Balat

Cibali’deki Kadir Has Üniversitesi’nin önünden başlayan, Fener ve Balat semtlerini gezdiren turlar çok revaçta. Çoğunluğu Ayvansaray’daki Ayazma Kilisesi’nde sona eren bu kültür yürüyüşleri, Osmanlı İstanbul’unun kozmopolit yapısını gösteriyor. Zira bu semtlerde cami, sinagog ve kiliseler bir arada. Gül Camisi, Fener Rum Patrikhanesi, Fener Rum Erkek Lisesi, Balat evleri, Ahrida Sinagogu, Ayvansaray Vlaherna Ayazma Kilisesi, Kariye Müzesi önereceğim durakların başında geliyor.

Burcu Gürtürk Kadak, Hürriyet Seyahat gezgini 
Bir gününüzü ayırın: Topkapı Sarayı

O şüphesiz ki, Osmanlı’dan günümüze miras kalan, İstanbul’un eşsiz simge yapılarından biri. İstanbul’a gelen yerli-yabancı turistlerin Sultanahmet’teki favori durağı Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmet’ten itibaren Osmanlı padişahlarına 400 yıl boyunca ev sahipliği yapmış bir hazine aynı zamanda… Tüm sarayı hakkıyla gezmek için bir tam gününüzü buraya ayırmanızı öneririm. Hazine Bölümü’ndeki eserler ve özellikle namı dünyaya yayılmış Kaşıkçı Elması, dünyanın sayılı hazineleri arasında gösterilen Topkapı Hançeri görülmeye değer. Harem Dairesi, Aya İrini Kilisesi, Bağdat Köşkü ve Kutsal Emanetler bölümü de sarayın en çok ziyaretçi çeken noktalarından. Müze geziniz esnasında sultanlara layık lezzetli bir mola vermek isterseniz muhteşem Boğaz manzaralı Konyalı Lokantası’nı tercih edebilirsiniz.

Serda Büyükkoyuncu, seyahat yazarı
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde: Kapalıçarşı

Eski hareketli günleri geride kalsa da dünyanın ilk alışveriş merkezi Kapalıçarşı… Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonra İstanbul’un ikinci tepesine, birbirine benzer tarzda ve birkaç yıl arayla iki bedesten yaptırmış: Cevahir ve Sandal. İşte bu iki bedestenin etrafını saran sokakların üzeri kapatılmış; han üzerine han, dükkân yanına dükkân yapılmış ve ortaya hayret verici bir çarşı çıkmış. Çarşının tam olarak ne zaman tamamlandığını söylemek zor çünkü bugünkü halini alması epey sürmüş. Bu nedenle tek bir mimari üsluptan söz etmek de mümkün değil. 61 adet sokağı ve 21 giriş kapısı olan çarşının kapladığı alan 30 bin 700 metrekare. Tarihi Yarımada ile birlikte, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde de yer alan Kapalıçarşı’yı keşfetmek için sokaklarında kaybolmaktan çekinmeyin.

Samet Altıntaş, tarihçi, yazar
İstanbul’un sıfır noktası: Çemberlitaş

Çemberlitaş ‘Yedi Tepeli Şehrin’ ikinci tepesi. Suriçi dendiğinde akla düşen ilk yerlerden biri bu anıttır. İstanbul’u kuran İmparator Konstantin, ‘çemberli taş’ı Roma’dan getirir, yeni dünyaya yeni mesajı vermiş olur böylece. Bugün artık var olmayan kendi heykelini de bu eserin üstüne kondurur. 22’nci Osmanlı padişahı II. Mustafa saltanatında çıkan bir yangın bu yapıya da zarar verir. Padişahın emriyle kaide, çemberlerle koruma altına alınır. İşte, o günden bu zamana hâlâ kenti selamlıyor; Bizans’tan Osmanlı’ya, oradan Cumhuriyet’e uzanan halatı ellerinde tutuyor Çemberlitaş. İmparatorluğun ilk barok camisi addedilen, 1755’te açılan Nuruosmaniye Camisi’ni ziyaret ederseniz altında bir de sarnıç var; bienal zamanları kapısını açıyor, bu vakitleri kaçırmayın. Bu arada Çuhacı Han’a da yolunuzu düşürün. Her ne kadar fiyatlarını yabancı turistlere göre ayarlasa da ‘Dönerci Şahin Usta’ da bu hatta. 16’ncı yüzyıla tarihlenen Atik Ali Paşa Camisi, Çemberlitaş’ın sükûnet bahçelerinden. ‘Forum Konstantin’ üzerinde yükselen cami, erken dönem Osmanlı mimarisinin nadide eserlerinden.

6246d9e64e3fe02284cfa5cf

Ebru Erke, Hürriyet Ekler gastronomi yazarı
Her adımda ayrı lezzet: Yeme -içme durakları

Tarihi Yarımada’daki lezzet turumuza Eminönü’nden başlayalım ve biraz nostalji yaşayıp şimdilerde çok fazla yemesek de şeker alışverişi için Altan Şekerleme’nin kapısını çalalım. Altan Şekerleme’den çıktıktan sonra birkaç adım mesafedeki Eminönü Börekçisi’nde börek yiyebilirsiniz. Yol üzerinde Kuru Kahveci Mehmet Efendi’nin her daim var olan kuyruğuna girip yeni çekilmiş tazecik kahvemizi alalım ve biraz alışveriş yapmak için hızlıca Mısır Çarşısı’na girip çıkalım. Mısır Çarşısı’na girince ilk durağım 1946’da Mehmet Tuncer’in açtığı Cankurtaran Gıda, şimdi Mehmet Bey’in çocukları işletiyor. Mısır Çarşısı’ndaki bir diğer adresim, girince o küçücük dükkânlarında kendimi kaybettiğim Ucuzcular. Yeni ve modern adlarıyla Hayfene Baharat. Fındıkçı Remzi Sokak’taki Kavurmacı Goze de 2.5 yıldır açık. Gönen pirinci ve Malatya tereyağıyla yapılan pirinç pilavı, Antep bulguruyla yapılan pilav ve Balıkesir ya da Afyon’dan gelen etle hazırlanan kavurma. Sultanahmet’e çıkmadan önce kokoreç, köfte ve pideci seçeneklerini de değerlendirmeye alın… Kral Kokoreç sadece bölgenin değil, şehrin en iyilerinden. Kokorecin kalitesinin yanında ustalık isteyen servisinin de lezzeti ne kadar etkilediğini burada görebilirsiniz.

Canan Demiray, Seyahat yazarı
Medusalara büyülü ziyaret: Yerebatan Sarnıcı

Basamaklarla yerin altına doğru indiğinizde görkemli bir yapı sizi karşılayacak. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde şehrin su ihtiyacını gidermek amacıyla yapılan sarnıçta mermer sütunlar arasında ilerleyin. Kuzeybatı tarafta sütunların altında kaide taşı olarak kullanılan Medusa başları oldukça etkileyici. Efsanelerden hoşlanan çocuğunuza Medusa’nın, Yunan mitolojisindeki yerini anlatmalısınız. Yeraltı dünyasının üç dişi canavarı Gorgona’dan biri olan yılan başlı Medusa’nın kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahip olduğuna inanılırmış. Bu nedenle o dönemin büyük yapılarını korumak için bu heykeller kullanılmış. Çocukları da her yaşta büyüğü de etkileyeceği kesin…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.